Biraz ben, biraz sen…

Aptallarla tartışma, dışarıdan bakanlar farkı anlayamayabilirler..

Sevgini göstermek için çok uğraşmana gerek yok dinlemesini bil yeter..

İnsanları kitap gibi düşünün, kapaklarına bakıp aldanmayın. Okudukça değerini anlarsınız..

Zaman; geçip giderken, seni önüne katıp götürmesine izin verme.

Üzgün olduğunda bile gülümse. Gülümsemenin verdiği enerji seni tazeleyecektir..

Tanıdığına karar vermeden seni tanımalarına izin ver…

Bilmeden konuşanları da dinle. Dinleki söz sırası sana geldiğinde bilmediğini anlayabilsin..

Sevgini anlatırken karşındakinin gözüne bak.

Telefonu telefon etmek için, saati saate bakmak için kullan.. Hayatla arana markalar sokma..

Yüksek hedeflerin olsun ama alçak düşüncelerle ulaşılanlardan değil..

Yükselmek için bastığın omuzlara, inmek için de ihtiyaç duyabileceğini unutma…

Fırsatları kaçırdım diye üzülme, belki de o kaçırdığın fırsat sayesinde hayattasın…

Sen yaşaman gerekeni yaşarken, hayat senin arkandan olabilecekleri planlıyordur..

Nereye gideceğini bilmiyorsan hangi yoldan gittiğinin önemi yoktur..

Alışkanlık anahtarsız bir kelepçedir. Anahtarı, yeni alışkanlıklar oluştukça görünür..

9 comments on “Biraz ben, biraz sen…

    • Keşke yazmak kadar kolay olsa yaşamak ve hissetmek.
      Ondan biraz ben birazda sen dedim zaten. Yani hep ben yada hep sen değil.. Anlaşılıp anlaşma adına..
      Çok teşekkür ederim…

  1. Nasihatleri böyle topluca vermemek gerek diye düşünüyorum. Böyle olunca okunup geçiliyor. Halbuki sade bir tane olsa bence daha akılda kalır.

    • Estağfurullah ne nasihatı. Bunlar aklımıza düşenler sadece.. Ama olsun okunup geçilsede, hep buralarda kaldığı müddetçe alan alır diye düşünüyorum..
      Teşekkürler Yusuf..

  2. Cümlelerin her biri harika..

    Ben yine negatiflik yapmak istemiyorum ama bir kaçıyla ilgili bir şeyler yazmak istiyorum..

    ”Tanıdığına karar vermeden seni tanımalarına izin ver…” bunu hiç bir zaman yapamadım.Önce tanıyıp sonra kendimi tnıtmayı seçtim her zaman.İnsanlara güvenmemekle alakalı değil aslında bu.Sadece dost olacağım kişileri dikkatli seçmek bu(diye düşünüyorum) Doğru ya da yanlış bilemiyorum …

    ”Bilmeden konuşanları da dinle. Dinleki söz sırası sana geldiğinde bilmediğini anlayabilsin..” Bu tip insanlarla birlikteyken zaten sadece dinliyorsunuz.Birincisi ,zaten sizin konuşmanıza izin vermiyorlar.İkincisi,konuşsanız da sizi doğru dürüst dinlemiyorlar onlar için tek doğru kendilerininki çünkü 🙂

    Ve içlerinden en çok bu sözü benimsedim :”Fırsatları kaçırdım diye üzülme, belki de o kaçırdığın fırsat sayesinde hayattasın…”

    Yüreğine sağlık….

    • Tanıdığına karar vermeden diyorum çünkü bazen çok iyi tanıdığımızı sandığımız kişiler, öylesine acımasız bir hareket yaparlarki içimizden bir şeyleri koparır götürürler. Oysa bunun tek sebebi bizi tanımadıklarındandır. Emin ol tanısalar bu tip hareketi yapmamaları gerektiğini bundan dolayı kırılabileceğimizi de bilirler.. İşte bu sebeplerden, önce karşı tarafın bizi tanıması için ona kendimizi açmalı, samimi olmalıyız, sonrasında hoş olmayacak işler olmaması için..

      Bilmeden konuşmaya başlayanları dikkatlice dinlersen bir müddet sonra bilmediklerini fark ederler, seninde bilmediğini anlayacağından çekinirler, hafifçe utanırlar, çuvallamaya ve hatta yavaş yavaş ses tonlarını düşürerek susmaya başlarlar. Senin nasılsa sözünü keseceğini bildiklerinden aslında sana sığınmışlardır. İşte sen sonuna kadar konuşmasını beklersen, hiç müdahele etmeden, sen konuşmaya başlayınca inan bana ağzını bıçak açmayacaktır. Bir dene istersen 🙂

      Kaçan her fırsat için en güzel tesellidir bu da .. 🙂
      Çok teşekkür..

KamilCengiz için bir cevap yazın Cevabı iptal et