Bir farkla…

Küçük bir farkla birinci oldum. İlk ben ulaştım. Çok yoruldum ama ilk gelen oldum. Uzunca bir zaman bekledim. Ödülümü veren olmadı. Bekle dediler zamanın gelecek olgunlaşacaksın. Yata yata büyüdüm, bir oyana bir buyana döndüm durdum. Döndükçe büyüdüm, şekillendim..

Doğdum…

Bir farkla kaçırdım. Sadece bir ay farkla bir yıl geç başladım okula. Müdür “olmaz” dedi.. “Seneye geleceksin, yaşın tutmuyor” … Bir ay farkla bir yıl kaybettim. Ağladım, üzüldüm ama dinleyen olmadı. Mahsus ağlıyorum sandılar. Her gün pencereden seyrettim küçük bir farkla yakalayamadığım mektepli olma ayrıcalığını.

Bir farkla kaçırdım ilk aşkıma açılma heyecanımı. Beş dakikalık bir farkla kaçırmıştım yanına oturma şansını. Sevdiceğimin yanına oturan çocuktu platonik aşkımı elimden alan. Beş dakikalık bir gecikme farkı ile belkide hayatımın en büyük aşkından oldum…

Kırmızı ışıkta önüme geçmeye çalışan araca yol verdim. Tekrar kırmızı yandı bekledim. Tam yola devam edecekken, kaza oldu dört saat bekledim. Küçük bir farkla yol verdiğim adam çoktan gitmişti. Bir farkla dört saat kaybettim..

Bir farkla kaybettim yılbaşı çekilişini, bir farkla kaybettim at yarışını, bir farkla kaybettim lotoyu… Bir farkla kaybettim kazanabileceklerimi. Bir farkla yönlenen hayatımı hep küçük bir farkla şekillendirdim. Bir farkım olsun istedim. Ama hep kaybettim bir farkla..

Oysa hayata bir farkla kazanarak başlamıştım.. O bir fark burnumdan gelene kadar ödedim borcumu.

Aslında daha çok şey var bir farkla kaybettiğim ve belki de kazandığım ama farkı fark edebilseydim bir burun önde olurdum belki. Belki de küçük bir farkla yol alırdım.

Farkın farkında olamadan farklı olmak oldu derdim. Dert dediysem amaç farklı olmak değil küçücük farklılıkları anlayıp, ayrıntıdaki güzellikleri bulup çıkarmak. Ayrıntıda gizli olan başarıya ulaşmak belki de.

Bir farkla yaşadık hep beraber ama dönüp bakınca hiç bir farkımız olmadığını anladık. Bir farkla kazandık, bir farkla kaybettik. Hep bir farkın üzerinde kurulan işaretlerin esiri olarak. Sınavların hepsi işte o bir fark için olmadımı zaten. O kadar ucuz işte. Bir farkla tutunmak hayata… Bir fark yaratacak tarafımız olsun diye…

 

23 comments on “Bir farkla…

  1. ‘Farkın farkında olamadan farklı olmak oldu derdim.’ Sorunun başı bu, yazının da ana fikri…

    Yorum yazamıyorum …Neden mi ?

    Yazı kendini yorumlamış da ondan…

    Saygılar…

  2. Zaman geçtikten sonra kıl payı kaçırdığımız şeyler için (an itibariyle üzülmüş olsak bile) iyi ki olmamış dediğimiz çok oluyor..en azından benim başıma geldi oradan biliyorum 🙂

    • Sonuçta her şey yine o bir fark yüzünden oluyor işte. Bir farkla kazanıyoruz ya da kaybediyoruz ama her iki sonuçta da önümüze açılan yol bizi bilinmeyene doğru götürüyor. Bu bilinmeyenden kazanaç elde etmeye başlayınca da iyiki o bir farkla kaybetmiş yada kazanmışız diyoruz. Ama diğer alternatiflerde neler olabileceğini asla bilemeden..
      Zor zor, gerçekten zor bir durum. Hayatın şifreleri bu kılpayı yaşamın ucunda… 🙂

  3. Bazılarını tahmin edebiliyorum..şimdi düşününce o zamanlar sanırım aklım ekmek arasındaymış diyorum (yemeye hazır)

    Not:Yorumlara cevap yazma konusudan Red Kıd’ten bile hızlısınız maşaAllah 😉

  4. Geçici rahatsızıktan dolayı özr diler bir daha ki yazılarınızda görüşmek dileğinde bulunup alır Pabucumu giderim…Bu güzel yazıya biraz da fikri, ciddi cümlelerinde saklı kişiler yorum yazsın…Güzel yazılar güzel yorumları hak eder …

    Saygılar… Ben yine gelirim 😉

  5. Tanıdık biri demişti ki; ”bloglarda insanlar yazıları tam anlayarak okumuyorlar” sanırım haklı…Yazılarımda onlarca defa demişimdir ben çay sevmem :))) evet sanırım haklı kimse yazıları okumuyor bir giriş paragrafı bir de sonuç paragrafı ..tamam:)

  6. Evet haklısın anlaşılıyor ki okunmuyor. Çünkü bende en az yirmi defa demişimdir, “çay lafın gelişi her türlü ikram mevcuttur” diye. Ama işte hafıza nankör olabiliyor.. Olsun yine de kapımız hep açık bilesiniz… Sağlıcakla…

  7. Steve Jobs’ın sözü sanırım bu yazıya da cuk oturuyor. “Noktaları geleceğe bakarak değil ancak geçmişe bakarak birleştirebilirsiniz”. O bir farklar sayesinde bugün burada, bu insanlarla, bu sevgiyle, bu arkadaşlıklarla karşı karşıyasın belki de. O bir fark sayesinde seni diğer insanlara tercih eden hayatındaki kişileri saymaya başlarsan epey bir yekün tutacak ve senin kendini daha da iyi hissetmene sebep olacaktır. Boşver piyangoyu, lotoyu, gelip geçici sınavları, aşkları, trafikte kaybettiğin saatleri; bir farkla kazandığın aşklara, bir farkla seni sevenlere, bir farkla senin sevdiklerine ve bir farkla hali vakti yerindeliğine bak. Sözgelimi bir basamak farkla merdivendenden düşmekten kurtardığına, bir gramlık kollestrol farkıyla damarının tıkanmadığına, bir santimetre farkla yanından sana uğramadan geçen kör kurşunla düşmediğine, bir lira farkla ekmeğinden olmadığına, bir anlık kararla sigaradan kurtulduğuna, bir göz kırpma anıyla sevdiğinle olduğuna şükretmeli insan. (Bu arada yazın kesinlikle güzeldi, sadece ekleme yaptım kabul et) 🙂 Sevgilerle…

    • Eklemelerin de süperdi. Ters açıdan baktın. Ama işte ben, hep o açıdan baktık şimdiye kadar belki de… dedim biraz…
      Belki de bir farkla kazandıklarımız kaybetmeye başladığımız ilk anımız mıydı. Bir farkın anlamını anlayanlar, farkları avantaja çevirebilenlerdir. Bilerek ya da bilmeyerek…

      • İnsanoğlu çok nankör oluyor. Kazandığı o kadar çok şeyi görmüyor da; bir kaç küçük şeyi kaçımış olduğuna üzülüyor. Mesela yazının başında geçen cümle başlı başına bir yazı konusudur.

        Sizin yaratılanlar arasına dahil olmanız. Bu büyük bir lütuf. Yaratılmış olmak; cennete girerek sonsuz nimetlerden yararlanabilme imkanıdır aynı zamanda.

  8. Ama bu nankörlükten değil belki biraz merak belki de mevcut durumunu beğenmemekten. Hemen nankörlükle suçlamamak gerek. Nankörlük biraz daha farklı, sadece kendi kendine düşünene nankör denmiyor bence. Karşı tarafa zarar vermedikten sonra bunlar masum haykırışlardır.

    Hayata bir lütuf olarak bakmak güzeldir belki pozitif düşünce açısından ama her zaman bunu başarmak kolay değil..

yolcu için bir cevap yazın Cevabı iptal et