Geçen zamana rağmen…

Bir hüzün, bir yas, bir dönüşüm. Bir eş, dört çocuk. Üçü az yetişkin, biri ergenliğinde. Bırakıp giden bir adam. Etraf tesellicilerle dolu. Birazda fırsatçılar.. Komşular, dostlar, akrabalar. Boynu bükülmüş hepsinin. Daha çok gençti diyenler, anlam veremeyenler.  Paylaşılan bir hayat ve terk edilmiş bir kadın. Başsız kalmış bir aile…

İlaç olmalı zaman, her şeye olduğu gibi. İlk gün herkes orada, ikinci gün çekirdek aile bir başına. Sessizlik var ama devam eden de bir hayat. İlk konu dış ses.. “biraz televizyon seyredelim” biraz ürkek ama kararlı bir ses…

Sessizce doğrulan başlar. Anne mutfakta buluyor kendini, açtır çocuklar.. Abla odaları dolaşıp dağılan eşyaları topluyor sessizce ve her birine derin bir hüzünle bakarak. Abi boş bir ifade ile televizyona bakarmış gibi yapıyor. Kız kardeş kolundaki derin yara izini okşuyor iç çekerek. Küçük, en küçük kardeş abisine sokuluyor. Kucaklıyor abisi onu, beraber televizyonda dönen her neyse onu izliyorlar hiç anlamadan.

Ertesi gün hayat normale dönüyor. İlk ziyaret yapılıyor. Hiç kimse konuşmadan bakıyor, belki dua bile edemeden. Zormuş kabullenmek.

Zaman durmadan, geri dönmeden koşturuyor. Geçen zaman ilaç olacakmış gibi de olmuyor. Geçiyor sadece. O günkü hissedilenler neyse aynen yaşıyor yüreklerin bir köşesinde.

Anne içten kızgın ama içindeki büyük aşkın gücüyle dimdik duruyor. Çocuklar her fırsatta, yaptıkları her işte onu anıyorlar. Onsuzluğun verdiği ıstırabı hissederek yaşıyorlar. Hissediyorlar hep onu.. Ne zaman konusu geçse, gözler buğulanıyor, bir yerlerde hep yaşatılıyor.

Geçen zaman ne ilaç olabiliyor ne de teselli. Sadece ayrılık gününde geride kalanların, gidenin yanına gidecekleri zamana yaklaştırıyor onları..

Yıllar önce bir gün. Tam da bugün gittin… Birden hemde, hiç hesapta yokken, hiç hazırlık yapmamışken… Tam da hayırlı evlat olabilecekken. Fırsat vermedin o keyfi yaşamama, yaşamamıza. Zaman dediler.. İlaçtır… O zaman da gülüp geçmiştim hala da gülüyorum. Çünkü seni zaman geçtikçe daha iyi tanıyıp daha iyi anladım. Zaman içimdeki hüznü yok etmedi, hüznümü nasıl yaşamam gerektiğini öğretti bana sadece. Benim aslan babam.. huzur içinde yat. Seni saygıyla anıyorum…